Hayatımızda birçok eşyamız tozlu tavan arasında bekler öylece...Tozlu tavan eşyaları aslında capcanlı öylece oracıkta durmaktadır.Anıların canlanma merkezidir aslında tavan arası...Evet zirvede olmayı hepimiz isteriz ama mesele zirvede olmak değil zirveye gelene kadar nerelerden geçtiğimizi bilmektir...Yıllar önce eskidi diye tavan arasına kaldırdığımız ve yine aradan geçen yıllardan sonra orada birşey aramaya gittiğimizde gördüğümüz acı,tatlı hatıraların canlandığı eşyalar gibi...Tavan arasına çıktığımızda belki de çok canımızı acıtan küçücük bir eşya ile karşılaşıp vay be ne günlerdi diyebileceğimiz gibi...Ya da yıllar öncesine ait sizi gülümseten bir eşya gibi...Yaşanılan güzellikler veya olumsuz iz barakan hatıraların hepsi bir yerde toplanmıştır ve yıllar geçmesine rağmen hepsi orada capcanlı durmaktadır.İşte zirve orasıdır...Oradaki yıllar öncesine ait yaşadıklarımızı hatırlatan eşyalardır aslında bizi o zirvede olduğumuza inandıran...
Şimdi bir gün... diye başlayan cümlelerin içimizde bıraktığı acı kadar bazen sevinç de bulunur.Vay be ne günlerdi cümlesi içinde hem acı hem de tatlı ibareler barındırır...ama bugün anlatırken tatlı olan herşeyi kapsar...Geçmişte yaşanılan zorluklar bugün anlatılırken hep gülünerek anlatılır.Babadan,öğretmenden yediğimiz dayak,geçirdiğimiz bir kaza,eski sevgilinizden kalma bir parça eşya...Mesela ben askerde ilk yediğim dayakta gece uyuyamamıştım ki bugün anlatırken kahkahalarla anlatıyorum.Askerdeyken tezkeremi alıp evime dönmen için nizamiyeden dışarı çıktığım gün zirve idi bnm için ama asıl keyif onu bugün anlatırken kahkahalara boğuluyor olmamdı...Hayat acısıyla tatlısıyla tozlu tavan arasında halen yaşıyordu...