Gülümseyiş...
Şimdi ellerimde sevgin yüzüme tebessüm çizerler. Çizgiler; dik ve uzunca devam eden yaşamdan, çıkıntılarıyla meşhur yüz hatlarıma dağılır, suretimi belirler. Sükûnet dolu bakışlar belli ki kaygıları içerlemiş... Suskunca kendi çukurluklarında göz kapaklarıma çığlıklar çizerler. Çizgiler; dik ve uzunca devam eden yaşamdan çıkarılmış bir boşluğa iki nefes aralığı süresince kararsızlık ekler, ellerim saçlarına dokunabilecek saygınlığı diler. Sessizce mırıldanabilir ancak, dudaklarım hareket etmek istemez. Senden sonra ne yaşandı kimseler bilmez. Uzvumdaki karışıklık ise iç içe geçmiş geçmiş. İkilemekten ziyade, zaten pekiştirmeye gücüm yok buna çok önce rastladım; sensizlikte. Sessizlikte sensizce devam eden geceden kimliksizce bir eşkâl bıraktım gündüzlerime. 'Ölüm' kelimesini kullanmayı pek sevmiyorum; 'sevmek' eylemindeki başarısızlığım sebebiyle ve sebepsizce durgunluğa itilmek bir kaç metre küp hacimde, bir kaç kelimenin hacizliğince uygun görülmesi belki de. Hayır, hayır sitem değil. Bu bir şiirde değil. Bu bir hiç belki de. Şimdi derime işlenmiş derinden gelen bir duyuyu hissetmek beni devam etmeye zorlayacak kesinlikle. bir zamanlar anlaşılması tedirginlik kokan ismine anlamsız bir tavır eklemem!.. Yok, yok belki de, bu cümle ile yarım kalmalıyım.
Şimdi ellerimde sen yüreğime yardan yaralar çizerler. Çizgiler; sığ ve tahütsüz devam eden yaşamdan, kirpik uçlarıma uçsuz bucaksız bir yol çizerler. Çizgiler; kimine çocuk olma imkânı verirler. Bize ise mutlu gibi görünen hayaldir belki de. Belli ki kararsızlığımızmış... Oysa parmaklarımı parmaklarının arasında hissedip sahil boyu yürüyüp gözlerimin içine bakarak... bakarak... bakarak.
Hangisiyim şimdi. Karanlığa Gizemlenmiş mi! bu soru cümlesinin sonuna ünlem koydurtan işte. Yoksa; evet evet yoksa bu mu yok saydığın; yok saydığım.
T3K1H4L!L