| Maskeli balo - BÜYÜK FİNAL | |
|
+4Goffret ~ AdelTime* Anestezi. dAmLaCıK 8 posters |
|
Yazar | Mesaj |
---|
dAmLaCıK Profesyonel
Mesaj Sayısı : 344 Kayıt tarihi : 13/06/10 Yaş : 29 Nerden : istanbul
| |
| |
Anestezi. Yardımcı Yönetmen
Mesaj Sayısı : 533 Kayıt tarihi : 17/06/10 Yaş : 28 Nerden : David Tennant, Love, (:
| |
| |
AdelTime* Profesyonel
Mesaj Sayısı : 374 Kayıt tarihi : 13/06/10 Yaş : 29 Nerden : İstanbul
| |
| |
Goffret ~ Figuran
Mesaj Sayısı : 141 Kayıt tarihi : 18/06/10 Yaş : 29
| Konu: Geri: Maskeli balo - BÜYÜK FİNAL Perş. Haz. 24, 2010 3:44 pm | |
| | |
|
| |
//ÖzLém..* Yönetmen
Mesaj Sayısı : 365 Kayıt tarihi : 11/06/10 Yaş : 29 Nerden : İstanbuL..
| Konu: Geri: Maskeli balo - BÜYÜK FİNAL Cuma Haz. 25, 2010 5:36 pm | |
| | |
|
| |
dAmLaCıK Profesyonel
Mesaj Sayısı : 344 Kayıt tarihi : 13/06/10 Yaş : 29 Nerden : istanbul
| Konu: Geri: Maskeli balo - BÜYÜK FİNAL C.tesi Haz. 26, 2010 3:07 pm | |
| arkadaşlar 3 bölüm birden koyarsam geriye 3 bölüm kalır. çünkü hikaye 6 bölümlük. fazla uzatamadım. bu yüzden böyle konuşmalar yapmasak ha? şimdi karakter tanımı koyuyorum. bu arada özlemcimcimem karakter tanımı olmadan bölüm nasıl gelsin canım benim. tamam siz biliyor olabilirsiniz ama diğerleri? neyse lafı uzatmayalım da karakterleri koyayım. ayrıca özlemim cimcimem konuşma tarzımı mı kıskandın sen? [not: sadece şakaydı] KARAKTER TANITIMI MERRY GUPTAliseden mezun olduktan sonra ailesinden ayrıldı. universiteye basladiginda 18 yaşındaydi. siyah saçıyla, su yeşili gözleriyle tüm erkeklerin gözdesi. fakat gönlünü alexander'a kaptırdı... LIZZY MILLARmerry'nin en yakın arkadaşı. 18(253) yaşında. siyah saçlı, mavi gözlü. ayrıca alexander'ın akrabası(bilinen hikaye bu. yoksa alexander'ın kız kardeşi.).bir vampir ve (garip gelebilir) kurtadamla evli. ALEXANDER IQUADOlizzy'nin akrabası olarak biliniyor. 19(269)yaşında. kahve saçlı, mavi gözlü. o da lizzy gibi bir vampir. VAMPİR VERİ ANALİZİMASKELİ BALO'DAKİ VAMPİRLER NORMAL İNSAN GİBİ YEMEK YİYEBİLİRLER VE UYUYABİLİRLER. AYRICA GERÇEKTEN SEVDİKLERİ KİŞİLERE ARADA BİR GÖZÜKMEZLER. GÜNEŞTE PARLAMAZLAR FAKAT KISA SÜRELİ ACI ÇEKERLER. GÖZ RENKLERİ HAYVAN KANI İÇENLERİN MAVİ, İNSAN KANI İÇENLERİN KAHVE OLUR. DİĞER ÖZELLİKLERİ AYNI...
En son dAmLaCıK tarafından Paz Eyl. 05, 2010 12:50 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 6 kere değiştirildi | |
|
| |
Night..* Yönetmen
Mesaj Sayısı : 218 Kayıt tarihi : 11/06/10 Yaş : 29
| Konu: Geri: Maskeli balo - BÜYÜK FİNAL Ptsi Haz. 28, 2010 2:02 pm | |
| | |
|
| |
//ÖzLém..* Yönetmen
Mesaj Sayısı : 365 Kayıt tarihi : 11/06/10 Yaş : 29 Nerden : İstanbuL..
| Konu: Geri: Maskeli balo - BÜYÜK FİNAL Ptsi Haz. 28, 2010 2:04 pm | |
| Gece'ye katılıyorum. Alexander'in Robert Pattinson olması bütün hayallerimi suya düşürdü. | |
|
| |
Anestezi. Yardımcı Yönetmen
Mesaj Sayısı : 533 Kayıt tarihi : 17/06/10 Yaş : 28 Nerden : David Tennant, Love, (:
| |
| |
dAmLaCıK Profesyonel
Mesaj Sayısı : 344 Kayıt tarihi : 13/06/10 Yaş : 29 Nerden : istanbul
| Konu: Geri: Maskeli balo - BÜYÜK FİNAL Salı Haz. 29, 2010 2:51 pm | |
| ay nedir bu robert'ın sizden çektiği? evet resimler değişti ama başka resim bulamadım. öncekiler de bulduğum yerden kalkmış. ayyy hiç farketmedim merry'nin 30'larda gösterdiğini... gözlerimde gerçekten sorun var galiba...(not: bu şaka değildi. gerçekten de 2-3 güne kalmaz yeniden göz doktoruna gideceğim.) ama değiştirmeyeceğim. (aslında matt dallas'ı koyabilirdim ama o da yeşil gözlü çıktııı! ) başka mavi gözlü, beyaz tenli erkek bulamadım ne yapayım erkek arıyorum kız çıkıyooo. ayrıca ünlülerle de pek haşır neşir değilim. sadece ilgimi çekenler... tv desen, pc desen hepsi fiyasko. evde pc yok, tv'ye zaten fazla bakamıyorum. anca babamın işyerine gidip orda pc'ye bakıyorum. o da anca haftada ya 1 yada 2.(şanslı olduğum haftaları saymaz isek. ) yani o yüzden bana ünlülerle ilgili fazla eleştiri yapmayın. utancımdan kızarıyorum valla. ayrıca gececiğim siyah gözlü, kahve saçlı, 18'lere yakın birini tanıyorsan lütfen bu cahil arkadaşından mahrum etme onu. | |
|
| |
Anestezi. Yardımcı Yönetmen
Mesaj Sayısı : 533 Kayıt tarihi : 17/06/10 Yaş : 28 Nerden : David Tennant, Love, (:
| |
| |
dAmLaCıK Profesyonel
Mesaj Sayısı : 344 Kayıt tarihi : 13/06/10 Yaş : 29 Nerden : istanbul
| Konu: Geri: Maskeli balo - BÜYÜK FİNAL Salı Haz. 29, 2010 3:20 pm | |
| - Anestezi. demiş ki:
- Ay canım saçmalama olur mu öyle şey.
Utanma söz konusu olmasın. Çünkü bizde çok bilmiyoruz yani. Beyaz tenli mavi gözlü istiyorsan tam sana göre biri var.
Orlando Bloom. (Nişanlandı. böhüü. ) canım ağlama sen aslında onu koyabilirim ama bulduğum resimlerde kahve gözlü çıktı. olmadı kahve gözlü bayan da bulun(ama beyaz tenli) hemen değiştireyim. yeter ki siz isteyin.(ama karakter tanımındakilere uygun olsun. vampir kardeşlerin göz rengi sorun değil.) | |
|
| |
Anestezi. Yardımcı Yönetmen
Mesaj Sayısı : 533 Kayıt tarihi : 17/06/10 Yaş : 28 Nerden : David Tennant, Love, (:
| |
| |
dAmLaCıK Profesyonel
Mesaj Sayısı : 344 Kayıt tarihi : 13/06/10 Yaş : 29 Nerden : istanbul
| Konu: Geri: Maskeli balo - BÜYÜK FİNAL Salı Haz. 29, 2010 3:44 pm | |
| - Anestezi. demiş ki:
- Kahverengi normalde ama Vampir Akademisi'nde mavi.
o zaman başka. peki merry yerine koyabileceğim bir bayan var mı? akademideki adı ne? orlando bloom'un... | |
|
| |
Anestezi. Yardımcı Yönetmen
Mesaj Sayısı : 533 Kayıt tarihi : 17/06/10 Yaş : 28 Nerden : David Tennant, Love, (:
| Konu: Geri: Maskeli balo - BÜYÜK FİNAL Salı Haz. 29, 2010 4:24 pm | |
| | |
|
| |
dAmLaCıK Profesyonel
Mesaj Sayısı : 344 Kayıt tarihi : 13/06/10 Yaş : 29 Nerden : istanbul
| Konu: Geri: Maskeli balo - BÜYÜK FİNAL Salı Haz. 29, 2010 4:32 pm | |
| | |
|
| |
Anestezi. Yardımcı Yönetmen
Mesaj Sayısı : 533 Kayıt tarihi : 17/06/10 Yaş : 28 Nerden : David Tennant, Love, (:
| Konu: Geri: Maskeli balo - BÜYÜK FİNAL Salı Haz. 29, 2010 4:35 pm | |
| | |
|
| |
dAmLaCıK Profesyonel
Mesaj Sayısı : 344 Kayıt tarihi : 13/06/10 Yaş : 29 Nerden : istanbul
| Konu: Geri: Maskeli balo - BÜYÜK FİNAL Salı Haz. 29, 2010 5:23 pm | |
| | |
|
| |
//ÖzLém..* Yönetmen
Mesaj Sayısı : 365 Kayıt tarihi : 11/06/10 Yaş : 29 Nerden : İstanbuL..
| Konu: Geri: Maskeli balo - BÜYÜK FİNAL Salı Haz. 29, 2010 6:00 pm | |
| Allah razı olsun aslı ben de kullanacam şu Ben'i xD | |
|
| |
Anestezi. Yardımcı Yönetmen
Mesaj Sayısı : 533 Kayıt tarihi : 17/06/10 Yaş : 28 Nerden : David Tennant, Love, (:
| |
| |
dAmLaCıK Profesyonel
Mesaj Sayısı : 344 Kayıt tarihi : 13/06/10 Yaş : 29 Nerden : istanbul
| Konu: Geri: Maskeli balo - BÜYÜK FİNAL Perş. Tem. 01, 2010 4:05 pm | |
| - Anestezi. demiş ki:
- Dimi çok tatlı.
Bende kllanırdım da artık karakter tanıtımında resim kullanmaytacağım. Kendi betimlemelerimle karakterlerimi ortaya çıkaracağım. ''Kendi betimlemelerimle karakterlerimi ortaya çıkaracağım.'' wow! güzel fikir... | |
|
| |
Anestezi. Yardımcı Yönetmen
Mesaj Sayısı : 533 Kayıt tarihi : 17/06/10 Yaş : 28 Nerden : David Tennant, Love, (:
| |
| |
dAmLaCıK Profesyonel
Mesaj Sayısı : 344 Kayıt tarihi : 13/06/10 Yaş : 29 Nerden : istanbul
| Konu: Geri: Maskeli balo - BÜYÜK FİNAL C.tesi Tem. 03, 2010 1:41 pm | |
| I.BÖLÜM: TANIŞMA ANIM Her şey o partiyle başlamıştı. Liseden mezun olduktan sonra mezuniyet partisi yapmıştık. Onu partide ilk defa görmüştüm. Arkadaşım Lizzy’nin akrabasıydı. O da liseden yeni mezun olmuş. Bütün parti boyunca ne ben gözlerimi ondan ayırabiliyordum ne de o kendi gözlerini benden ayırabiliyordu. Birden yerinden kalkmıştı ve bana doğru yürümeye başlamıştı. O anda kalbim hızla atmaya başlamıştı. Bana bakarak yere diz çöktü ve: —Dans edelim mi? dedi. Ben ne diyeceğimi bilememiştim. Hala bana doğru hevesli bir şekilde bakıyordu. Ayağa kalktım ve: —Bu benim için bir zevk olur. dedim. Beni sahnenin ortasına doğru götürüyordu. Romantik bir şarkı çalıyordu. Celine Dion’dan My Heart Will Go On. Bu benim en sevdiğim şarkıydı. Arkadaşlarım Lizzy, Angela, Diana ve Alexa bize bakıyorlardı. Yüz ifadelerinden bizi kıskandıkları belli oluyordu. Bir ara beni dansa kaldıran çocuk bir şeyler sormuştu. —Adınız nedir güzel bayan? Bir anda yüzüm kıpkırmızı olmuştu. Cevap verdim. —Merry. Adım Merry. Ya senin adın ne? —Benim adım Alexander. İşte onunla böyle tanışmıştık. Şarkı bitmişti. Yerlerimize geçtik. Beni kendi masasına davet etti. Gözüm Lizzy’e kaydı. O da el kol hareketi yapıyordu. Beni kendi masalarına çağırdığı buradan belli oluyordu. Ben de kabul ettim. Zaten tek başıma oturmaktan sıkılmıştım. Çantamı aldım. Elini uzattı. Tuttum. Soğuk bir teni vardı. Kendi masasına götürdü. Alexander’ın gözleri ışıldıyordu. Nerden mi biliyorum? Gözlerimi onunkilerden ayıramıyordum ki. Buna herhalde aşk deniliyor. Çünkü ondan hoşlanmaya başlamıştım. Bütün gece boyunca birbirimizi tanıdık. Ben ona kendimi anlattım, o da bana kendini anlattı. Eve geç dönmüştüm. Saat çok geç olduğundan Alexander beni eve bırakmıştı. Yeni tanışmamıza rağmen sanki birbirimizi yıllardır tanıyormuşuz gibi samimiydik. O gece uyuyamıyordum. Alexander’ı düşünüyordum. Acaba onu daha görebilecek miydim? Ertesi gün Lizzy’nin evine gittim. Alexander’ın orada olabileceğini düşünmüştüm. Ama hayır. Orada da yoktu. Lizzy’e nerede olduğunu sordum. Sabah erkenden Paris’e gitmiş. Gittiğini öğrendiğimde bir garip olmuştum. Hayalimdeki beyaz atlı prensim gitmişti. O günden beri tatilimi evde geçirmiştim. Ekimde üniversiteye gidecektim. Ve o gün geldi çattı. Ekimin 16’sında erken uyandım. Saat 09.37’de orada olmam gerekiyordu. Güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra, açık renkli bir t-shirt ve altıma da lila rengi taytımı giydim. Üzerime de yine aynı şekilde lila ceketimi giydim. Arabama atladım ve üniversitenin yolunu tuttum. Üniversitenin adı ‘MR. GEORGE UNIVERSITY’ idi. Lizzy, Angela, Diana ve Alexa’da bu üniversiteye geliyormuş. Onlarla üniversitenin bahçesinde karşılamıştım. Ders programlarımız da aynıydı. Aynı sınıflara girip çıkacaktık. Yani beraberdik. İlk dersimiz fizikti. Fizik sınıfına girdiğimizde Lizzy’nin yüzü gülüyordu. Neden güldüğünü önce anlayamamıştım. Sonra o sesi yeniden duymuştum. Evet, bu Alexander’ın sesiydi. —Yanım boş, istersen yanıma oturabilirsin. dedi. Kalbim hızla atmaya başlamıştı. Sonra bana bakıp — Ders programlarımızda aynı. Yani sen nereye ben oraya… demişti yüzündeki tebessümle. Hala olanlara inanamıyordum. Prensim gitti zannederken o benim ayağıma gelmişti. Çok mutluydum. Şimdi ise hala beraberiz. Aradan 2 yıl geçmesine rağmen. Birbirlerimize olan duygularımız karşılıklı. Ayrıca bugün tiyatro seçmeleri de var. Eğer biz seçilirsek ‘ROMEO & JULIET’ oyununu oynayacağız. Ama bugün Alexander’ı ortalıklarda görememiştim. Lizzy görmüştür diye yanına gitmiştim. Onun da haberi yoktu. Ne yapacaktım? Onu aramaya başladım. Hayır, üniversitede yoktu. Telefonu da cevap vermiyordu. Neler oluyordu? İyice meraklanmıştım. Derse girdiğimde içimde bir sıkıntı vardı. Dikkatimi toplamam lazımdı. Bay William’dan izin aldım. Lavaboya gittim. Elimi yüzümü yıkadım. Dikkatimi toplamaya çalıştım. Alexander’ı her ne olursa olsun bekleyecektim. Biz seçmelerde ilk çift olduğumuz için gösterimizi sunmuştuk. Bu yüzden bir problem yoktu. Gelmemesi de sorun değildi. Ama yinede onu merak ediyordum. Aşk işte ne yaparsın… Derse geri döndüm. Yaklaşık 10-11 dakika sonra zil çaldı. Hoparlörlerden anons geçtiler. — Tiyatro seçmelerindekiler şimdi tiyatro salonuna gelsinler. Sonuçlar haftaya açıklanacaktır. Tiyatro salonuna gittim. Birde ne göreyim! Alexander oturmuş beni bekliyor… Yanına gittim. Onu soru yağmuruna tuttum. — Nerelerdeydin sen? Bana tebessümlü bir yüzle: — Buradaydım. Hiçbir yere gitmemiştim. — Na… Na… Nasıl? Seni aradım durdum. Ortalıkta yoktun. — Ben hep buradaydım. Senin yanında. — Sana nasıl inanmamı bekliyorsun. Yoktun diyorum işte! diye sitem ettim. Hala yüzünde belli olmayan bir gülümseme vardı. Cevap verdi — Bunu şöyle açıklayayım. Bay William’ın dersiydi. Hatta sen bir ara izin isteyip dışarı çıktın. Sonra da… Daha o lafını bitirmeden ben atladım. — Tamam tamam bir dakika. Ama nasıl oluyor? Sen derste yoktun ki. Nasıl biliyorsun bunları? — Şöyle söyleyeyim. Senin yanında oturduğum için olabilir mi acaba? — Sorduğum sorulara soruyla cevap verme Alexander! Yanımda kimse oturmuyordu. Ne sen ne de başka birisi. Lütfen bana doğruyu söyle! — Kızmana gerek yok ki. Bu konuyu da daha fazla uzatmayalım. Yoksa sonu kötü bitecek. — Hayır efendim. Neler olduğunu öğrenmek istiyorum. Sesindeki gizemli tınıyla — Zamanı gelince öğreneceksin… dedi. Donakalmıştım. Derste arkamda oturan Geneca’ya bugün Alexander’ın derse girip girmediğini sordum. — Evet. Bugün derse girdi. Hatta senin yanında oturuyordu. dedi. Biraz suratıma dik dik baktıktan sonra — İyi misin Merry? diye sordu. — Evet iyiyim. dedim. Sonra şaşkın bir surat ifadesiyle oradan uzaklaştım. Hala şaşkındım. Yanımda oturan birini nasıl görmezdim. Salonda yerime oturdum. Hep beraber diğerlerini izliyorduk. Daha doğrusu ben izlemiyordum. İzleyemiyordum. Alexander benimle ilk defa böyle konuşmuştu. Birbirimize söz vermiştik. Asla gizlimiz saklımız olmayacaktı. Fakat Alexander benden bir şeyler saklıyordu. Omzunu dürttüm ve sordum. —Alexander, benden bir şeyler mi saklıyorsun. Bu günlerde davranışların değişti. Sanki benden soğumaya çalışıyorsun. Yoksa benden sıkılmaya mı başladın? — Hayır, senden hiç bir şey saklamıyorum aşkım. — Aşkım mı? — Evet, tabi istemiyorsan sana böyle hitap etmem. — Hayır hayır. Bundan hoşlandım. dedim. Biraz yumuşamıştım. Alexander bana ilk defa aşkım demişti. Gösteriler bittiğinde geri sınıflara dağıldık. Dersimiz biyolojiydi. Bizde biyoloji sınıfına gitmiştik. Alexander hala gülüyordu. Ama suratındaki gülümseme sanki ona acı veriyordu. Tuhaf bir yüz ifadesi vardı. Dayanamadım, sordum — Neden bana bakıp gülüyorsun Alexander? Komik olan ne? — Hiç, hiçbir şey yok. Yerlerimize oturduk. Bayan Geonson derse girdi. Pek neşeliydi. Alexander’a döndüm. Tam bir şey söyleyecektim ki yine ortalıkta yoktu. Oturduğu yerde elimi gezdirdim. Ama yoktu. Derse girdiğini söylüyor, diğerleri onu görüyor fakat ben göremiyordum. Neler oluyordu. Hala anlamıyordum. Benim gözlerimde mi bir sorun vardı yoksa gerçekten gizemli bir şeyler mi yaşayacaktım. Şaşkın bir yüz ifadesiyle etrafa bakındım. Bayan Geonson gülerek bana baktı. Bu hoca da bana takmıştı yani. — Bayan Gupta! Bir şey mi arıyorsunuz? — Hayır, Bayan Geonson. Hiçbir şey aramıyorum. — Peki, o halde lütfen derse konsantre olun. — Tamam Bayan Geonson, özür dilerim. Bir daha olmaz. Sanki birisi o anda bana gülüyordu. Bayan Geonson’a çaktırmadan etrafıma bakındım. Hayır, kimse gülmüyordu. Tanrı aşkına neler oluyordu. Birden birisi bana — Aşkım neler oluyor? dedi. Birisi bana şaka yapıyor zannettim. Elimde birden bir soğukluk hissettim. Sanki soğuk bir ten elime dokunmuştu. Dayanamadım. Birden elimi sıraya vurup ağlayarak dışarı çıktım. O anda da tesadüfen zil çalmıştı. İlk işim Alexander’ı bulmak olacaktı. Birisi bana seslendi. — Merry! Arkama döndüm. Alexander sınıftan çıkmış bana doğru koşar adımlarla geliyordu. Hemen gözyaşlarımı sildim. Yanıma geldiğinde bana biraz baktıktan sonra kantine gitmeyi önerdi. Kabul ettim. Çünkü konuşacaklarım vardı. Hızlı adımlarla kantine indik. Tabi bu da benim telaşım sayesindeydi. Boş bir yer bulup oturduk. Alexander’ı karşıma oturttum ve sordum; — Eee! Seni bekliyorum. Neler oluyorsa hepsini bana anlat. Her şeyi öğrenmek istiyorum! diye sitem ettim. Alexander hala acı bir suratla gülüyordu. Sonunda cevap verdi. — Merry, çıkışta üniversitenin patikasına gel. Sana her şeyi orada anlatacağım. Tabi ben şaşkın bir suratla ona bakarken — Tamam dedim. Bir sonraki derse girdik. Artık dayanamıyordum. Beraber derse girmemize rağmen ben onu sonradan göremiyordum. Neden bir tek ben göremiyordum? Ama herkes görüyordu. Gerçekten de şaşılacak bir durumdu. Gerçekleri öğrenebilmek için çok az vaktim kalmıştı. Bunun için sevinsem mi üzülsem mi bilemiyordum. Sonunda zil çaldı. Çantamı ve kitaplarımı aldıktan sonra koşarak koridorda ilerledim. Az daha kitaplarımı dolabıma koymayı unutuyordum. Dolabımın önünden geçerken kitaplarımı koydum ve patikaya doğru yürüdüm daha doğrusu koştum. Alexander beni bir bankın yanında bekliyordu. — Tam zamanında geldin Merry! dedi. Hala gülüyordu. O anda bi’şey fark ettim. Gözleri mavi renkten koyu kırmızıya dönmüştü. Korkarak sordum; —Neler oluyor Alexander? Alexander cevap vermek yerine arkasını döndü. Birden yere diz çöktü. Garip sesler duymaya başlamıştım. Korkuyordum. Bir anda sert bir rüzgâr esmeye başladı. — Alexander, tanrı aşkına söyle neler oluyor? diye ağlayarak sorumu yineledim. Gözleri alev gibi yanıyordu. Oradan kaçmak istedim. Ama Alexander kolumu yakalamıştı. Ne kadar kaçmak istesem de olmuyordu. Kolumu o kadar sıkı tutuyordu ki artık kolumu hissedemiyordum. — Alexander kolumu bırak! Canımı acıtıyorsun! diye bağırdım. Daha neler olduğunu anlamadan kendimi onun kolları arasında buldum. Sanki ne yapmak istediğimi anlamış gibi — Boşuna uğraşma! Benden kaçamazsın! dedi. Çantamda her türlü tehlikeye karşı çakı bulundururdum. Onu çıkarttım. Alexander’dan kurtulabilmek umuduyla tam göğsüne sapladım ama işe yaramadı. Çakım kırılmıştı. — Nesin sen? diye korkuyla sordum. Gülmeye başladı. — Vampir desem inanır mısın? dedi. Sanki ne yapacağımı tahmin etmiş gibi hızlı bir ağzımı kapattı. Eğer ağzımı kapatmasaydı, çığlık atacaktım. Alexander değişmeye başlamıştı. Sipsivri ve uzun köpekdişleri vardı. Kendiside bi’tuhaftı. Korkudan olması gerek gözlerim kararmaya başlamıştı. Etrafı bulanık görüyordum. Sonra neler olduğunu pek hatırlamıyorum.Hatırladığım bir tek şey vardı. O da Alexander’ın kahkahalarıydı… | |
|
| |
Anestezi. Yardımcı Yönetmen
Mesaj Sayısı : 533 Kayıt tarihi : 17/06/10 Yaş : 28 Nerden : David Tennant, Love, (:
| |
| |
dAmLaCıK Profesyonel
Mesaj Sayısı : 344 Kayıt tarihi : 13/06/10 Yaş : 29 Nerden : istanbul
| |
| |
| Maskeli balo - BÜYÜK FİNAL | |
|