Karalama Defteri İstediğiniz konu ve düşünceye hitaben, yazdığınız veya yazmak istediğiniz yazılarınızı sunabileceğiniz, yeni dostlar edinebileceğiniz, istediğinizi özgürce söyleyebileceğiniz sanal defteriniz!.. :) |
|
| Geçmiş ve Gelecek - 5. ve 6. Bölüm | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
**TaP10** Profesyonel
Mesaj Sayısı : 303 Kayıt tarihi : 12/06/10 Yaş : 28 Nerden : Bursa
| Konu: Geçmiş ve Gelecek - 5. ve 6. Bölüm Salı Kas. 30, 2010 10:06 pm | |
| GEÇMİŞ VE GELECEK (1.SEZON) Konuya Giriş Yıl 2050.Ekonomi hatsafadadır.3.Dünya Savaşı birkaç yılın ardından bitmiş bulunmaktadır. Sonucunda İngiltere,Fransa,İtalya,Rusya,Almanya diğer tarafta Türkiye,Arabistan, Bulgaristan,Asya Devletleri gibi devletlerin öncülük ettiği savaşta kazanan taraf İngiltere ve diğerleri olmuştur.Yalnız bu savaşın sonunda savaşa girmeyen birçok devlette savaşa giren ülkelerin himayesi altına girip aynı din,dil ve ırkı seçmişlerdir. Artık dünya din açısından 2'ye bölünmüştür.
"Hristiyanlık ve Müslümanlık."
1.Bölüm - Savaş Bitti
Savaştan sonra ordusunu toplayan General Aniston,askerlerine bir konuşma yapmak için hazırlanırken kağıtlarını son bir kez daha kontrol eder.Yalnız kağıtların fena şekilde karıştığını farkeder.General çok sinirlenir.Sinirden yanındaki askere: -"Al şunları düzelt",der.Askerde biraz korkarak: -"Generalim ben sizin konuşmanızın sırasını bilmediğim için kağıtları nasıl düzeltebilirim ki",der.General küplere biner ve: -"YETER!Neyse ne koskoca generalim içimden geleni konuşurum",diye bağırır.Birden salonda bir sessizlik olur ve bütün gözler General Aniston'a çevrilir.O anda konuşmayı yapan bir bakan: -"General bir sorun mu vardı?",der.Biraz duraksar ve cevap verir. -"Sorun yok,devam edebilirsiniz."
Bakan konuşmasını bitirir ve: -"Şimdi kürsüye Sayın General Jack Aniston'u davet ediyorum",der.General düzgün adımlarla yönünü kürsüye çevirmiş yürümeye başlar.3-4 basamaklık merdivenide çıkarken son basamağında ayağı takılır.Tam düşerken bir korumaya çarpar ve koruma beklemediği bir anda aldığı darbe yüzünden yere düşer.General ise düşmekten son anda kurtulur ve içinden merdivenlere bakarak şöyle der: -"Lanet olsun!"
Düştüğü yerden kalkan koruma üstünü silkerek kendisine dönmüş halde duran birkaç korumaya bakarak: -"Sorun yok."der.
General: -"Öhö öhö,Öncelikle hepiniz hoşgeldiniz.Şunu belirtmeliyim ki,4 sene süren bu savaşta kazanmayı haketmiştik ve hakettiğimizi aldık.Hepinizi kutlarım.1 hafta sonra düzenleyeceğimiz kokteylimize bu salondaki herkes davetlidir.Şuan yaptığım konuşma bitince arkadaşlar hepinize bir kart verecekler.Bu kart sayesinde kokteyle girme şansınız olucak. Aslında buna gerek kalmazdı,yalnız güvenlik açısından bunu yapmak mecburiyetindeyiz.Malum savaşı kazandık ve bunu kabullenemeyenler olabilir.Her neyse tekrar konumuza geri dönelim. Şuan çoğu hristiyan ülke arkamızda ve buda bizim güvenimizi biraz daha yükseltiyor.Savaş sonrası üzücü bir haber daha vereyim size.Savaşta çok fazla kayıp verdik ve bunlardan çoğuda başka savaşlarda adlarını duyurmuş askerler.Adlarını söylemek istiyorum."Charlie Black kardeşi Gary Black,Nicolas Torner,benimde çok yakından tanıdığım ve çok iyi arkadaşlarımdan biri olan Tho... Thom... Thomas Brown."
Ağlamaz dediğimiz adamın gözlerinden çok azda olsa yaşlar akmaya başlar.Boş bir odaya bıraksak 1 gün boyunca ağlayacakmış gibi duruyordu.
Gözlerini siler ve konuşmasına devam etmek ister.Yalnız yanında bulunan bir koruma: -"İsterseniz devam etmeyebilirsiniz.Sizi çok üzgün görüyorum." -"Tamam devam edeceğim.Sonuçta Thomas artık yanımızda değil o cennette belki orada buradakinden rahattır.Bunu düşünerek devam etmek istiyorum." -"Peki efendim."
General tekrardan mikrofona döner ve: -"Her neyse konuşmama şöyle devam etmek istiyorum.Bildiğiniz kadarıyla toparlanmamız biraz uzun sürebilir.Çünkü bu savaşta büyük çarpışmalar yaşadık,çoğunda düşmanı devirdik ve düşmana büyük hasarlar verdik.Asıl işleri zor olan onlar.Bazı cephelerde ise düşman bizi bozguna uğrattı diyebilirim ve o bazı cephelerin hasarları çok büyük.Şuan askerlerimiz ve oradaki konularla ilgilenen vatandaşlarımız yani inşaat işçileri gibi mesleklere sahip olanlar orada çaışıyorlar.Şimdi dikkat etmemiz gereken düşmanın yenilgiyi kabullenemeyip karşı bir saldırı düzenlemesidir.Mesela şuan bile düşmanlarımız tarafından izleniyor olabiliriz.Duyumlarımıza göre 100 casus bizim ülkemizin çeşitli şehirlerine sızdırılmış.Yalnız bu sadece bir duyum.Gerçeklik payı çok az olan bir durum ama yinede tedbiri elden bırakmamak lazım değilmi?O yüzden ülkede büyük güvenlik önlemleri alınmış durumda cephelerde askerler hala tetikteler.Bu arada şunuda söylemeden geçmeyeyim.Savaştan sonra bazı ülkeler himayemiz altına girmeyi kabul ettiler ve onlarda dinlerini değiştirerek Hristiyan oldular ama bazı ülkelerde düşmanlarımızın himayesi altına girdiler ve onlarda Müslüman oldu.Dini konulara hiç girmek istemiyorum ama arkadaşlar eğer bir savaş çıkarsa bu savaşa tüm dünyanın katılacağından ve iki taraf olarak katılacağından emin olabilirsiniz.Burada konuşmamı noktalıyorum ve herkesi 1 hafta sonraki kokteylimize bekliyorum."
Salon kapısının yanında duran birkaç asker ellerindeki kartları salondaki herkese dağıtırlar.Dağıtırlarken de kart hakkında açıklama olarak:"Kartın sağ alt köşesindeki mavi kısımdaki koruma plastiğini çıkarıp parmağınızı üstüne koyup bastırın.Böylece parmak iziniz oraya işlemiş olacak ve kokteyle girerken parmak izi taraması yapılacak." diyerek kartın kullanılışını herkese anlattılar.
Salon dağılırken Başbakan Bernard Lewis,General Jack Aniston'a yanına yaklaşmasını işaret eder.General başbakanın yanına gelir ve aralarında bir diyolog geçer.Başbakan Lewis: -"Jack,"çok az bir duraksar ve devam eder,"sence yaptığımız doğru mu?" -"Anlamadım efendim.",der.Biraz şaşırmış,birazda endişeli bir yüz tavrıyla. -"Kokteyl işini diyorum."Biraz korkuyormuş gibi bir yüz ifadesine bürünür yüzü. -"O konuda bir şüpheniz olmasın.Kokteylin yapıldığı yeri gören tüm binalara keskin nişancılar ve gözcüler dikilecek.Girişlerde zaten parmak izi taramalı.Yani demek istediğim genel anlamda çok iyi güvenlik önlemleri alındı." -"Biliyorumda işte içimde kötü bir his var.Sanki o gün orada birşey olucak.Kötü birşey. "Yüzü hala fazla belli olmayan korku duygusuna bürülüdür. -"Siz hiç merak etmeyin efendim.O gün orada sinek bile uçmayacak." Yüzü biraz yumuşayarak ufak bir tebessümle: "Peki,askerimize güvenmeyeceğizde kime güveneceğiz." ***
En son **TaP10** tarafından Cuma Şub. 04, 2011 12:28 am tarihinde değiştirildi, toplamda 5 kere değiştirildi | |
| | | AdelTime* Profesyonel
Mesaj Sayısı : 374 Kayıt tarihi : 13/06/10 Yaş : 29 Nerden : İstanbul
| | | | **TaP10** Profesyonel
Mesaj Sayısı : 303 Kayıt tarihi : 12/06/10 Yaş : 28 Nerden : Bursa
| Konu: Geri: Geçmiş ve Gelecek - 5. ve 6. Bölüm Çarş. Ara. 01, 2010 8:05 pm | |
| Buna Devam Etmeye Geçenlerde Karar Verdim ... Çevremdekilerin Baskısıyla Tabi ... Ama Yani Güzel Olacak.Bu Benim İlk Yazdığım Hikayeydi ... Bu İlk 4 Bölüm Yazılı Duruyo Zaten Onları Paylaşmıştım O Yüzden 1 Yada 2 Gün Arayla Onları Paylaşırım ... 5.Bölümüde Yazmaya Başladım Yarısı Bitti ... | |
| | | AdelTime* Profesyonel
Mesaj Sayısı : 374 Kayıt tarihi : 13/06/10 Yaş : 29 Nerden : İstanbul
| Konu: Geri: Geçmiş ve Gelecek - 5. ve 6. Bölüm Perş. Ara. 02, 2010 12:54 pm | |
| Tamam bekliyoruz bölümleri kolay gelsin... | |
| | | **TaP10** Profesyonel
Mesaj Sayısı : 303 Kayıt tarihi : 12/06/10 Yaş : 28 Nerden : Bursa
| Konu: Geçmiş ve Gelecek - 2.Bölüm - Farkedilirseniz Ölürsünüz Perş. Ara. 02, 2010 8:18 pm | |
| 2.Bölüm - Farkedilirseniz Ölürsünüz
Faciaya son 7 Gün...
-"James,Anthony,Colin,Ronald siz kokteyl'in yapılacağı yeri farkedilmeden keşfedin.Yalnız ufacık bir yeri dahi gözünüzden kaçırmayın." -"Anlaşıldı." Nicolas Smith,James Larter,Anthony Kendrick,Colin Brody,Ronald Brown ve diğer kişiler birer casus.Aslında direk İngiltere'ye sızdırılmış casuslar değiller.İngilterenin himayesi altına giren ülkelere farkedilmeden sızdırılmışlar.Bu ülkeler İngiltere'nin himayesi altına girmeden önce bunun olabileceğini tahmin eden hükümet,bu casusları sözde Hristyan olarak o ülkelere göndermiştir.Buralarda kimliklerini değiştirip başka bir insana dönüşmüşlerdir.Artık konuşurlarken bile kendi isimleri yerine sahte isimlerini kullanmaya başlamışlardır.Böylece ülkede onları tanıyan bir kişi dahi yoktur.İngiltere'nin himayesine girdiklerinde İngiltere'yede rahatça girebileceklerdi ve zaten öyle yaptılar.
-"Sizin getireceğiniz bilgiler ışığında çalışmalara başlıyacağız.Tam 1 haftamız var.İlk gününü keşfederek geçireceğiz ama yalnız saydığım isimler bu noktayı keşfedecekler. Aksaklık istemiyorum.Bu iş bizim ve ülkemiz için çok önemli." -"Biz gidelim o zaman." -"Tamam.Durun bir dakika.Siz şimdi nasıl hep birlikte 1 günde orasını keşfetmeyi düşünüyorsunuz." -"Hep birlikte keşfedeceğiz ama dağılarak." -"Orasını biliyorum.Dağılma işini orada yapmayı planlıyorsunuz galiba." -"Evet." Biraz kızarak: -"Bak!şimdi orada dağılma işini yaparken dikkat çekmeniz daha kolay olur.O yüzden şimdi burada dağılım yaparak oraya gidince ayrılacaksınız.Krokiyi getir Sam." -"Hemen getiriyorum."Getirir ve Nicolas krokiyi Sam'in elinden alır. -"Bak şimdi James.Gower Caddesi'nden ayrılacaksınız.Sen Bruton Caddesi'ne,Anthony sen 39.Cadde'ye ve sen Colin,Mixture Caddesi'ne gireceksin.Son olarak sen Ronald,Sunrays Caddesi'ne gireceksiniz tabi bunu hiç farkedilmeden yapmak istiyorsanız,önceden ayrılarak buralara birkaç dakika arayla gidebilirsiniz.Şunuda belirtmek isterim.Her deliği kontrol edin.Tüm dükkan,iş merkezi,alışveriş merkezlerini ve tahmin edemicekleri yerleri kontrol ediyorsunuz.Tamam mı?" -"Tamam.O zaman biz gidelim." -"Tamam,iyi haberlerle gelin." -"Hadi biz kaçtık."
James: -"Nicolas'ın dediğini hatırlayın.Her neyse burada ayrılıyoruz ve eğer karşılaşırsak sanki birbirimizi tanımıyormuşçasına davranıcağız." Anthony,Colin ve Ronald hep birlikte: -"Tamam James."
James,Bruton Caddesi'ne gelmiştir.Cadde fazla uzun olmadığından işide fazla uzun sürmeyeceğe benziyordu.James ilk baktığında caddede bir sürü güvenlik kamerası olduğunu farkeder.İçinden: -"Bu kadar küçük caddede bu kadar kamera fazla değil mi ya?",der.
Başlar saymaya kameraları.Sayım bittikten sonra cebinden bir kağıt çıkararak "30 kamera" yazar ve sayıyı tekrarlar. -"Şimdi sıra dükkanlarda."
Gireceği ilk dükkan bir kitap dükkanıdır.İçeri girip çıkması nerdeyse bir olmuştur. Edindiği bilgileri tekrardan kağıda yazmıştır.
Anthony,Bruton Caddesi'nin az ilersinde olan 39.Cadde'ye gelmiştir.Bu cadde ise uzun bir caddedir.Yalnız Bruton Caddesi'ne nazaran daha az güvenlik kameraları vardır.Anthony bu caddeyide baştan aşağı tarar ve aldığı bilgileri not eder.
Colin ve Ronald'da başarılı bir şekilde keşif işini tamamlamışlardır.Nicolas ve diğer casusların bulunduğu yere ilk olarak Ronald sonra James,Colin ve Anthony gelir.Masaya oturan 4'lü ve Nicolas konuşmaya başlar. -"Evet ilk olarak senden başlayalım James." -"Pekala,cadde kısa olmasına rağmen 30 tane güvenlik kamerası var ve hepside en yüksek kalite.Daha sonra caddede 20 dükkan var.Hepisne girdim ve araştırdım.Fazla önemli şeyler yok.Yalnız hepsinin teras katlarına çıkıp kokteylin yapılacağı yeri gören bir dükkan varmı diye baktım ve 1 tane 10 katlı bir iş merkezi o alanı rahatlıkla görebiliyordu.Tahminimce buraya 2 veya 3 keskin nişancı koyarlar." -"Evet Anthony,sıra sende." -"Aslında cadde çok büyük yalnız büyük binalar olmadığından birde Bruton Caddesi'nin arkasında olduğundan kokteyl'in olacağı yeri hiç bir şekilde görmüyor." -"Anlaşılan 39.Cadde ile pek işimiz olmayacak.Seni dinliyoruz Colin." -"Galiba en çok bilgiyi ben topladım.Tabi bunun bir sebebi var.Caddeye girdim 5 dakika sonra galiba bir ses duyuldu.İki araba birbirleriyle çarpıştı ve arkadan hızla gelen arabalarda çarpışan arabalara girdi.Sonucunda bir araba patladı.İtfaiye falan geldi işte.Bütün caddedeki insanlar binalardaki falan herkes olayın olduğu yere geldi ve bende binaları rahatlıkla gezdim ve bilgiler topladım.Şimdi onları söyleyeyim.Kokteyl'in olacağı yere en yakın cadde burası olduğundan en çok korunan yerlerden biri burası olucak.Birçok binada hedefimizi görüyor.Yani en çok adamımızı bu caddeye yerleştirmeliyiz. Caddede saklanacak bir yer yok.Eğer o gün polisler caddeyi didik didik etmesse birkaç yer olabilir yalnız tahminimce kontrol edeceklerdir.O yüzden başka birşey bulmalıyız buralara girmek için.Her neyse bunlarda önemli bulduğum bazı yerlerin fotoğrafları." Fotoğrafları masanın ortasına atar.Nicolas onları alır ve bir göz atar ve: "Söze direk giriyorum.Şimdi planımızı söylüyorum herkes iyi dinlesin sonra bunu gerçekleştiremessek ne olucağını o zaman görürsünüz.Her neyse şimdi Mixture Caddesi'nin birkaç cadde ilersindeki Tavistock Caddesi'nin su kanallarına girişinden girip Mixture Caddesi'nin su kanallarına girişinden çıkacağız.Tabi o sırada çok dikkatli olup kimseye görünmememiz lazım.Daha sonra binalara dağılıcağız.Sonra son katındaki keskin nişancıları hareketsiz hale getirip sniperları alıp siz keskin nişancı olucaksınız.Tabi bu arada hepimiz iletişim kuruyor olucağız.Sonra birden sessizce harekete geçeceğiz.Bazı kişilerde bina aralarından yeşilliklerden yararlanarak saklana saklana hedefe doğru yaklaşacaklar.Keskin nişancılarımızda susturuculu sniperları kapıdaki güvenlik ve korumaları indireceksiniz.Bizde elimizi çabuk tutup onları hemen görünmeyen bir yere toparlayıp kıyafetlerimizi değiştireceğiz ve onların yerine geçeceğiz.Bu sırada bu eylemde başrol oynayacak kişi bi arabayla aynı bir bakan süsü vererek kokteyl'e girecek. Tabi güvenlik biz olduğumuz için onu içeri alacağız.İçerde birçok masaya gidip çaktırmadan ceket arasında bulunan bombayı çıkarıp masanın altına yapıştırıyor ve en sonunda dışarı çıkıyor sonra uzaklaşıp gidiyoruz ve patlatıyoruz." Herkes planı çok beğenmiştir ve uygulamaya sokacaklardır. "Bu günlük bu kadar yeter.Yarın görev dağılımı yapacağız."
Sabah olur ve herkes tekrar toplantı yerinde beklemektedir.Nicolas biraz gecikir ama gelmemezlik yapmaz ve gelir.Birkaç dakika sessizlik olur.Sessizliği bozan Nicolas olur. Yorulmuş bir edayla:
"Evet.Şimdi görev dağılımlarını yapıcağız.Keskin nişancılar belli ama yinede bir sayayım. Will,Thomas,George,Fred,Micheal,Tom.Güvenlik ve korumaların yerne geçecek olanlar ise ben,Colin,Ronald,Benjamin,Kevin,Edward,Calvin,Dominic,Hector.En son ve en önemli görevi ise sana veriyorum James.Görev dağılımı bu kadar.O güne kadar kendinizi çok iyi hazırlayın ve heran tetikte olun.Çünkü farkedilirseniz,ölürsünüz."
*** | |
| | | **TaP10** Profesyonel
Mesaj Sayısı : 303 Kayıt tarihi : 12/06/10 Yaş : 28 Nerden : Bursa
| Konu: Geçmiş ve Gelecek - 3. Bölüm - Operasyon Başladı Salı Ocak 04, 2011 10:26 pm | |
| 3.Bölüm - Operasyon Başladı Yapacağınız her işte aksilikler meydana gelir... Nicolas:"Hadi hızlı hızlı hızlı!!!" Colin:"Geldik mi Nicolas?" "Bakıyorum.Eh tam altındayız şuan.İlk önce ben bir çevreye bakıyorum." Su kanal kapağını göz hizasına kadar kaldırır ve çevreyi gözleriyle kolaçan eder.İyicene baktıktan sonra tekrar içeri girer. "Hep beraber çıkmıyacağız.50 metre ilerde 2 tane trafik polisi var.Teker teker çıkıp ve onlara belli etmeden gitmeliyiz.Gerekirse yerde bile sürünmeliyiz.İlk baştan ben çıkıyorum." Kapağı bu sefer tamamen kaldırır ve kendini direk dışarı atar ve 6 bilemediniz 7 metre ilerdeki çimenliğe kadar sürünür.Herkes bu şekilde orada toplanır.Nicolas'ın işaretiyle operasyon sessizce başlar.Çoğu kişi binalara dağılırlar.Tabi farkedilmeden.Şansta şu ana kadar hep yanlarındadır. George ve Fred kendilerine verilmiş binanın merdivenlerinden hızlı bir şekilde çıkar.İkisininde ellerinde adı SİGSAUER P229 olan silahlar vardır.Son basamaklara geldiklerinde biraz duraksayarak dikkatli bir biçimde merdivenleri çıkarlar ve terasa gelirler.Kapıdan çıktıklarında tam karşılarında bi adam çevreyi gözetliyordur.Adam farketmez ama silahlarını adama doğru çevirmiş ona doğru yaklaşırlar.Gelirken açtıkları kapı biraz rüzgardan dolayı tekrar kapanmak için hareket eder ve kapı aniden kapanır.George arkasına ve adamda arkasına dönmüştür.Yalnız Fred silahını adamın üstünden çekmemiştir."Gerorge.Önüne bakmalısın." George hemen önüne döner ve kendisine doğrultulmuş olan sniperı görür.Fred bir anda şaşırır ve: "Hemen silahını bırak.Yoksa ölürsün!" Adamda büyük bir soğukkanlılıkla:"Ben ölürsem,adamında ölür!" O sırada George'un ceket yakasının arkasındaki küçük mikrofondan bir ses gelir:"George işiniz bittimi?" Adam hemen atılarak:"Sakın!Öyle bir aptallık yapma.Yoksa ölürsün!" George duymamazlıktan gelirmişçesine kafasını mikrofona eğer ve konuşmaya başlar."Burası tamam."der ve tekrar başını kaldırır ve bir konuşma yapıcakmış edasıyla öksürür. "Fred bunu yapmalısın.Bu pisliği ortadan kaldırmalısın.Karşılığında beni götürecek bile olsa.Operasyonu düşün.Eğer sen şimdi bu adamı vurmassan bu operasyonda hepimiz ölürüz.Anladın mı?Hepimiz...1 kişiye yüzünden kaç kişi ölecek.Eğer bu adamı ortadan kaldırmassan bunun bütün sorumlusu sen olacaksın." Fred'in gözlerinden bir damla yaş akar.Daha sonra bu hüzün kızgınlığa dönüşür ve adama kızgın kızgın bakar.Kendini olabildiğince çok sıkıyordur. "Tamam George bunu yapacağım.Yalnız beni affet!" "Affedilecek birşey yok.Hadi vur şunu." Fred tetiği yarıya kadar getirir.Adam işini sağlama almak için ilk davranır ve tetiği çeker.Yalnız şanssızlık...Silah tutukluk yapar.Bundan istifade eden George silahını adama doğrultur.Adam tekrar tekrar ateş etmeye çalışır fakat silah ateş almaz.Adam'ın kızgınlığı birkaç saniye sonra korkuya dönüşür.Ellerini kaldırır ve başının üstüne koyar.Fred hemen pantolonuna bağlı olan ipi çıkarır ve adamın ellerini ve ayaklarını bağlamak için yanına gider.Silahı George'a bırakmıştır.Tam ellerini bağlarken adam birden hareket eder ve Fred'i geri iter.George birden telaşlanır ve silahını ateşler.Adam birden yere yığılır.Silahlarında susturucu takılı olduğundan ses çok az duyulur.Yalnız George,Fred'i bir an göremez ve teras'ın betondan yapılmış korkuluklarına tutulurken görür.Bina 7 katlıdır ve 7.kattan düşmek üzeredir.George "Fred!!!" diye bağırır ve hemen kolundan tutup yukarı çekmeye çalışır.Fred de kendini yukarı atmaya çalışır. "Hadi olacak.Biraz daha.Hadi Fred yapabilirsin.Biraz daha zorla." Fred,George'nin ellerinden yavaş yavaş kaymaya başlar.Fredin tek eli tamamiyle kaymıştır ve tek elle tutuluyordur George'un ellerini. "Elim ter içinde George.Düşüyorum." "HAYIRRR!!!Buna izin veremem.Biraz daha gayret göstermelisin dostum." "Elimden geleni yapıyorum ama olmuyor işte." "Olucak Fred.Başka çaresi yok.Olucak yada olucak anladın mı?Başka bir seçeneğin yok.Şimdi öteki elinle de tut ve sağ ayağını korkulukların üstüne atmaya çalış." Fred denileni yapmaya çalışır.Büyük bir güçlükle George'un elini tutar ve ayağını korkulukların üstüne atmaya çalışır.Yalnız ilk ve ikinci denemelerinde bir sonuca varamaz. "Harika Fred.Biraz daha çabalamalısın." Fred 3. denemesinde sadece ona konsantre olmuştur ve tüm gücünü toplayarak ayağını oraya atar ve geri çıkmayı başarır.İkiside nefes nefese kalmıştır.Mikrofondan yine bir ses gelir."Biz yerlerimizi aldık.Adamları indirmeye başlayabilirsiniz."
*** | |
| | | AdelTime* Profesyonel
Mesaj Sayısı : 374 Kayıt tarihi : 13/06/10 Yaş : 29 Nerden : İstanbul
| | | | **TaP10** Profesyonel
Mesaj Sayısı : 303 Kayıt tarihi : 12/06/10 Yaş : 28 Nerden : Bursa
| Konu: Geçmiş ve Gelecek - 4. Bölüm - Operasyon Tamamlandı Cuma Ocak 07, 2011 7:43 pm | |
| 4.Bölüm - Operasyon Tamamlandı Facia geliyorum demez,gelir... İkiside kan ter içindedirler.Yalnız bunu yapmak zorundadırlar.George hemen sniperı eline alır ve birkaç yerini kurcalayarak (George silahtan anlayan birisidir.)tutukluk sorununu ortadan kaldırır.Yerini alır ve hedefin olduğu yeri çevreleyen korumalara birden ateş açılır.Bir an hepsi şaşırır ve ölürler.İçerdekiler bu silah seslerini duymazlar.Duvarlar ses yalıtımına sahip olduğu için ve içeride hafifte olsa bir müzik çaldığından bu silah seslerini duymazlar. Nicolas ve ekibi bir anda güvenlik ve korumaları bina arkasına çeker ve hemen üstlerini değiştirip onların yerine geçerler.Nicolas,James'e: "James,artık gelebilirsin.Biz hazırız." "Tamam Nicolas." James şöföre:"Tamam.Hadi bakalım başlıyoruz." Araba hareket alır.Mixture Caddesi'ne girdiklerinde James'in içini büyük bir heyecan kaplar. Araba yolda giderken birden çukura girer ve şoför koltuğunda oturan Glen direksiyon hakimiyetini kaybeder.Yalnız eylem için büyük bir kazayı usta bir manevrayla önler.Ancak James o anki heyecanından:"Hey dostum!Senin sorunun ne?Daha düz yolda araba kullanamıyorsun.Birde casus olacaksın.(Ne alakaysa casuslukla şoförlük)Senin ehliyetini kim verdi çok merak ettim doğrusu.Bu iş bitince söylede gidip bir konuşayım sana nasıl ehliyet vermişler." "Sen biraz fazla heyecanlısın galiba yada korkuyorsun." "Çeneni kapamanı söylememiştim değil mi? O zaman şu lanet ÇENENİ KAPA ve arabanı doğru düzgün sürmene bak." "Tamam dostum ne kızıyorsun.Sadece eğlenelim dedik.Seninle de hiç kafa bulunmuyor haa!" "Bak hala konuşuyor.Ben sana ne dedim.ŞU-LANET-ÇENENİ-KAPAAA!.." "Tamam tamam kapadım." Bu diyologlar geçene kadar araç hadefe varır. "Bana şans dileyin." "Şans hep yanında olsun dostum." Kapıdan geçerken güvenlik görevlisi kılığına giren Nicolas kısık bir sesle:"İyi şanslar dostum." Ve içeri girmiş bulunmaktadır.James bu işi hemen bitirip kurtulmak istemektedir.Yalnız ilk önce bazı masalarda muhabbeti kurmak zorundadır.İlk önce öylece masalara bakınır.(Öküzün trene baktığı gibi.)Gözüne bir masa kestirir ve oraya ilerlemeye başlar.Giderken servis yapan garsonun elindeki servis tepsisinden bir bardak viski almaya çalışır ve alır.Masanın yanında durur ve selam verir. "Selam beyler." James'le birlikte 4 kişi küçük bir masanın etrafında ayakta duruyordur.James'in karşısındaki şişman,kısa siyah saçlı ve somurtkan bir yüze sahip olan adam James'e şöyle bir bakar ve:"Selam.Sen yenisin galiba." "Aslında pek yeni sayılmam.Birkaç aydır bu hükümette bakanlık yapıyorum." Adam biraz gülümser ve cevap vermek için nefesini alır."Sanki başka hükümete çalışıyorsun.Baksana bu hükümette bakanlık yapıyorum dediğine göre." James birden heyecanlanır."Yok.Hayır.Asla böyle bir şey yapmam." "Tamam ahbap.Ne diye celalleniyorsun ki.Bir sorunun mu var?" "Yo hayır.Sadece vatana hiyanet kötü birşey ve ben asla kötü bir şey yapmadığıma inanıyorum." Bu konuşmalar geçerken James masaya bombayı yerleştirir.Diğer masalarda da bu tarz muhabbetleri açıp kaşla göz arası bombaları yerleştirir.Ceket yakasının arkasındaki küçük mikrofona eğilerek hafif bir sesle seslenir."Bombalar yerleştirildi." Nicolas cevap verir:"Tamam.Sen binadan çık ve birlikte uzaklaşalım sonrası malum." "Tamam şimdi çıkıyorum.Siz yinede biraz uzaklaşın.Ne olur ne olmaz." "Tamam.Biraz hızlı davran o zaman." Nicolas yanındaki adamlarına gidiyoruz şeklinde bir el işareti yapar ve adamlarıyla birlikte uzaklaşmaya başlar. Bu sırada içerde bir yüzbaşı dışarı çıkıp sigara içmek için yol alır.Yalnız kapıya doğru giderken bir bakanın ayağına takılır ve düşer.Yüzünü bakana doğru çevirir ama gözü masanın altındaki bir şeye çarpar.Biraz daha yaklaşır ve bir bomba olduğunu görür.Onun düşmesine sebep olan bakanda bakar ve birden yüzbaşı ile bakan ortalığı paniğe verir. "Bomba varrr.Kaçınnn!!!Bomba varrr..." Herkes kaçmaya başlar ve James bunu farkeder farketmez hemen ceketinin yakasına eğilir. "Kırmızı alarm.Kırmızı alarm.Bombalar görüldü.Herkes kaçıyor.Eğer dışarı çıkıp kaçarsam çoğu kişide kaçacak.Belkide hepsi." "Nee!!!Gerçekten mi?Olamaz.Hayır.Bu imkansız.İşler sana kaldı James.İstediğini yap ama bana kalırsa kötü olanı yapmamalısın.Tabi senin için kötü olanı." "Benim için kötü olan şuan bu düğmeye basmam.Yoksa yaptığımız bu kadar emek boşa gidecek.Ülkenin verdiği görevi yerine getiremeyeceğiz." "Ben onu kastetmemiştim diğer seçeneği kastetmiştim." "Olmaz Nicolas.Dediğim gibi bunu yapmalıyım.Cehennemde görüşürüz dostum." "James.Hayır.Sakın yapma dostum." ve birden bağlantı kesilir.Büyük bir sarsıntı meydana gelir.Nicolas bağırır."James ORDAMISIN!!!James-James hayır James OLAMAZZ!!!" James için herşey artık çok geçtir.O basmakta kararsızlık yaşadığı düğmeye basmıştır artık.Bina ani ve büyük olan bir patlama sonucu çökmüştür.Oradan kurtulma olasığı binde 1 kadar azdır.O kadar kuvvetli bir patlama olmuşturki yan hatta öteki caddelerdeki binalara bile zarar vermiştir.
*** | |
| | | **TaP10** Profesyonel
Mesaj Sayısı : 303 Kayıt tarihi : 12/06/10 Yaş : 28 Nerden : Bursa
| Konu: Geçmiş ve Gelecek - 5. ve 6. Bölüm - Patlama Üstüne Patlama Cuma Şub. 04, 2011 12:13 am | |
| 5. Bölüm - Telefondaki Ses
Televizyonda kanalları değiştiren Charlotte bir kanalda ekranın altına büyük bir şekilde yazılmış olan 'END MINUTE' yani 'SON DAKİKA' yazısını görür.Merak ederek kumandayı koltuğa bırakır ve haberi izlemeye başlar.Spiker konuşur:
"Bildiğiniz üzere savaşı kazandığımızdan beri askerlerimiz siperlerde tetikteler.Yalnız ülke içinde yaşanan bombalı bir saldırı şok etkisi yarattı.Zaferi kutlamak için herkesten habersiz düzenlenen kokteylde bakanlar,başbakan,generaller ve daha bir sürüsü saldırıya uğrayan binanın içindeydiler.Şimdi başkent Londra'daki muhabirimize bağlanıyoruz.Angel söz sende."
Bayan Aniston büyük bir şaşkınlık içinde kaskatı kesilmiştir.Kimseyi duyamıyacak şekilde koltukta dimdik oturuyordur.Eve hırsız girse dahi ruhunun bile duyamayacağından emin olabilirsiniz.(Bahse bile girebilirim.)
"Evet Jennifer burada büyük bir can pazarı yaşanıyor.Patlamayı kimin veya kimlerin yaptığı şuan tam olarak bilinmiyor ama teröristlerin yaptığı düşüncesi en yatkın olan düşünce.Arkamda gerçekten çok büyük bir göçük var.Kameraman arkadaşımızda gösterirse sizde bu vahşeti görebilirsiniz.Gördüğünüz gibi tum bu enkazın altında ülkeyi tüm yöneten kişiler var.Kurtarma ekipleri tam anlamıyla çalışmalarına başladılar.Yani şimdi bu duruma bakılırsa en kısa zamanda erken seçime gidilerek yeni kişiler görebiliriz.Çünkü; bu enkazdan kurtulmak mucize gibi bir şey.Her neyse gelişen bilgilerden sizi anında haberdar edeceğiz.Olay daha çok taze ve yetkili kişilerden bilgi almak daha imkansız."
"Verdiğin bilgiler için teşekkürler Angel.Evet Angel'ın da dediği gibi gelecek olan bilgileri sizlere anında ulaştırmaya çalışacağız."
Charlotte ne yapacağını bilemezken aklından türlü türlü ihtimaller geçer.Öldüğü, yaşadığı, can çekiştiği, yaralı olduğu...Bir an aklına Jack'e telefon etmek gelir.Bu fikir normal düşündüğünde onada çok salakça gelir.Yalnız normal düşünmediğinden yapmak ister.
Telefona doğru koşar ve gri renkteki ahizeyi eline alır.Numaraları teker teker sesli olarak söyleyerek tuşlara basar.Telefon çalmaya başlar.
Dıııııııııt, dıııııııııt, dıııııııııt, dıııııııııt, dıııııııııt, dıt dıt dıt dıt dıt.
Telefon meşgule düşer.Tekrar arar.Tekrar numaralara basar.Tekrar çalmaya başlar.
Dıııııııııt, dıııııııııt, dıııııııııt, dıııııııııt.
Çalma sesi birden kesilir.Charlotte'ın kalp atışları birden yükselir.Telefondan değişik değişik sesler gelir.Yalnız sonrasında bir ses duyulur.
"Alo."
***
6. Bölüm - Jack Mi Öldü Charlotte Mi?
"Alo.Jack sen misin?" "Char-lo-tte." "Evet Jack benim, karın Charlotte." "Char-lo-tte ben, can-ım yanı-yor." "Jack.Sakın korkma Jack.Biraz daha dayan kurtarıcam seni.Lütfen biraz daha dayan." "Ölmek İst-emiyorum Char-lotte." Dıt dıt dıt dıt dıt dıt... "Jack.Jack ordamısın? Hayır Jack, bırakma beni."
Charlotte bir an oturup ağlamak istesede onu kurtarması gerektiğini biliyordu.Hemen arabanın anahtarını alarak dışarıdaki 2040 model Audi A39 marka arabasına binerek olay yerine gitmek için kontağı çevirir.
"Durun bayan! Burdan öte gidemessiniz." "Ben General Jack Aniston'un eşiyim.Charlotte Aniston." "Kimliğinizi görebilir miyim hanımefendi?" "Yalan söylediğimi mi düşünüyorsun? Bunun için işinden olabilirsin.Eşim şuan o soğuk beton parçalarının altında." "Lütfen kimliğinizi gösterin bayan.Zorluk çıkarmanın bir lüzmu yok." "Al sana kimlik.Oldu mu? Tamam mı?" "Tamam şimdi oldu."
Charlotte güvenlik şeridini aştıktan sonra hemen arama kurtarma ekibini yöneten Bay Kevin Cleve'nin yanına koşarak gitti.
"Ben General Jack Aniston'un eşiyim.Charlotte Aniston." "Eee." "Kocamda burada, bu enkazın altında.Ondan bir haber var mı? Yarım saat önce onla telefonda konuştum.O yaşıyor.Sesini duydum.Canım yanıyor dedi.Ölmek istemediğini söyledi.Lütfen kurtarın onu." "Yarım saat önce sinyalini aldık ve on beş dakika öncede tam yerini tespit ettik.Şu an bir grup ona ulaşmaya çalışıyor." "Hani nerde? Hangi grup?" "Şurda ileride." "Tamam, teşekkürler."
Charlotte koşa koşa Bay Cleve'in gösterdiği grubun yanına doğru ilerler.Grup beton parçalarını Jack'in üstünden kaldırıyorlardı.Charlotte da kenara oturmuş ağlayarak onları izliyordu.
"Hadi, üç deyince.Bir, iki, üç." "General burada.O yaşıyor.Sedye getirin."
Charlotte oturduğu yerden aniden kalkarak Jack'i görmek için adımını attı.Yalnız tam ikinci adımını atacakken ayağı dik bir şekilde duran beton parçasına takılarak yere düştü. Başını sivri bir yere çarpmıştı ve başı kanamaya başladı.Gözleri karardı.Bayılmadan önce söylediği şey ise 'Jack' idi.
"Bayan, iyi misiniz? Bayılmış.Bir sedye daha getirin." "Tamam Malcolm."
İkisini de sedyelere koyup teker teker iki ambulansa bindirdiler.Ambulans kırmızı ışıktan geçerken kavşağın diğer tarafından gelen bir kamyonet, ambulansın arka tekerleğinden çarptı. Ambulans tam devrilecekken şoför direksiyonu diğer tarafa çevirdi.Böylece ambulans devrilmekten kurtuldu yalnız takla atmaktan kurtulamadı.
"Tüm birimlerin dikkatine.Arkamdan gelen ambulans Shot Kavşağı'nda kaza yaptı.Acil ambulans istiyorum.Tekrarlıyorum.Tüm birimlerin dikkatine.Arkamdan gelen ambulans Shot Kavşağı'nda kaza yaptı.Acil ambulans istiyorum."
Ambulans 5 dakika bilemediniz 10 dk sonra olay yerindeydi.Geldiklerinde ambulansın motorundan dumanlar çıkıyordu.Şoför kendini arabadan çıkarmış bir köşede yaralı olarak duruyordu.
"Chris, sen şuradaki görevliyle ilgilen." "Tamam James."
Geriye kalan 3 görevliden ambulansa doğru yöneldi.Ambulansa 10 metre kala birden ambulanstan sızan yanıcı bir sıvı motordan çıkan bir kıvılcımla birleştiği anda patladı. Görevlilerde patlamanın şiddetiyle geriye doğru resmen uçtu.4 görevlide yaralanmıştı.James sürünerek kendi ambulanslarına giderek telsizi eline aldı.
"Kaza yapan ambulans patladı.Yaralandık.Merkez beni duyuyor musunuz? Yaralandık." "Anlaşıldı.Hemen sağlık görevlilerini gönderiyorum kaç yaralı var?" "5 yaralı." "Anlaşıldı.Ambulanslar hemen geliyor." "Birde itfaiye lazım." "İtfaiye mi?" "Evet.Kaza yapan araç patladı demiştim." "Anlaşıldı tamam."
Ambulanslar 10 dakika içerisinde konvoy halinde olay yerine geldiler.Hemen sağlık görevlileri ambulanslarından inip yaralılara müdahale ederken itfaiyede geldi.İtfaiye de hemen hortumlarını çıkarıp patlama sonrası çıkan yangına müdahale ettiler.Yaralılara ilk müdahale yapıldıktan sonra ambulanslara bindirilerek hastaneye kaldırıldılar.Yangın da kısa sürede söndürüldü.Yanan araçtan geriye sadece hurda yığını ve 2 tane tanınmayacak halde ceset kalmıştı.
*** | |
| | | | Geçmiş ve Gelecek - 5. ve 6. Bölüm | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|